Çeviren: Emre Çağatay (sadehayat.com)
Eskiden otizim, otistik çocukların göz teması kuramamasından kaynaklanan psikolojik bir bozukluk olarak kabul ediliyordu. Ancak bugün biliyoruz ki otizm röntgen veya MRI ile tanısı konulabilecek ve sonra ilaç veya cerrahi ile tedavi edilebilecek bir tıbbi bozukluk değildir!
İstatistikler 1980 yılında 1.000 çocuktan yalnızca 1 tanesinin otistik olduğunu gösterirken; 1979’da MMR aşısının uygulanmaya başlaması ile otizm oranı dramatik bir artış gösterdi. Bu artış son zamanlarda neredeyse salgın boyutlarına ulaştı. Bizler ise bu gerçeğe karşı kör ve sağır kalıyoruz!
Yetkililer bu artışın sebebi olarak otizmin daha iyi anlaşılması ve doğru kriterlerle tanı konmasını gösterirler. Ancak tek sebebin bu olmadığı çok açık. Son CDC belgesi daha yakından incelendiğinde, 2000 doğumlu 8 yaşındaki çocuklarda, en son yapılan otizm sayısı tahminleri çocukların otizm riskinin 88 çocukta 1’e şaşırtıcı şekilde yükseldiği görüldü. Bu, otizm oranlarını tam olarak yansıtan bir tahmin değil ve gerçek otizm oranları bundan çok daha yüksek. İlaç Endüstrisi ile savaş halinde olan Dr. Andrew Wakefield tarafından yapılan tahmine göre bu sayı 25’te 1 kadar yüksek.
Otizm rakamlarının bu denli yükselmesinin temel nedeni çocuklara yapılan gereksiz aşılardır. CIA World Fact Book (Dünya Gerçekler Kitabı)’a göre iyi niyet abidesi ABD daha çok ilaç ve aşı kullanımı ile dünyada bebek ölümlerinin en çok olduğu ülkeler sıralamasında ismini iki yıl içinde 34’ten 48’e taşıdı. Bebek ölümlerini azaltmada sadece iki yılda 14 ülkeyi geride bıraktık. Bu kadar kısa süre içinde bu sayıları ne değiştirdi?
Aşılanmış ve aşılanmamış erkek çocuklarla yapılan Jenerasyon Kurtarma anketi:
- Aşılanmış çocuklar nörolojik bozukluğa % 185 daha yatkındır
- Aşılanmış çocuklar ADHD’ye %279 daha yatkındır
- Aşılanmış çocuklar otizme %146 daha yatkındır
Sitotoksik, nörotoksik ve immunotoksik aşılara (yani hemen hemen tüm aşılara…) katılmayı reddederek bu çılgınlığı sadece siz durdurabilirsiniz. Big Pharma’nın aşıların otizme neden olup olmadığını öğrenmek için para kazandıran aşıları bir dakika bile kesmesini beklemeyin. Kimyasalların zararı bir yana, eğer vejeteryan iseniz (veya dini inancınız hayvansal ürünleri yasaklıyorsa) aşı yaptırmanız mümkün görünmüyor. Çünkü tüm aşıların içinde insan cenini hücreleri, hayvan (domuz, maymun, köpek, tavuk, tavşan gibi) proteinleri ve diğer hayvansal ürünler bulunuyor. Sırf bu gerçekten ötürü aşıları reddetmeniz gerekmez miydi?
Bugünden araştırmaya başlayın ve aşılarla ile ilgili bilinçli kararlar alarak çocuklarınızın zarar görmesini engelleyin. Dünyanın çeşitli ülkelerinde bu tercihi yapan binlerce ailenin, gün geçtikçe büyüyen saflarına katılın.
Yazar hakkında:
Craig Stellpflug, Healing Pathways Medikal Kliniği’nde Kanser Beslenme Uzmanı, Yaşam Koçu ve Nöro Gelişim Danışmanı olarak çalışmaktadır. Beyin hastalıkları ve kanserle ilgili 17 yıllık klinik deneyimiyle, Craig aşıların ve ilaçların insan vücudu üzerindeki yıkıcı etkilerini gözlemlemiş ve doğal yaşam tarzının sağlığın cevabı olduğunu kabul etmiştir.
Sağlık Bloğuna;
www.blog.realhealthtalk.com adresinden
Makale ve radyo programı arşivlerine;
www.realhealthtalk.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Kaynak: http://www.naturalnews.com/035949_autism_vaccines_epidemic.html