Genetiği değiştirilmiş ürünlerin (GDO) sağlık için ne kadar tehlikeli olduğu artık tartışmasız bir gerçek. GDO’lu ürünlerin piyasada yaygınlaşmasıyla, sebebi bilinmeyen hastalıkların türemesi paralel bir artış gösteriyor. Tabiata yakın olmak, gıda konusunda alınabilecek en doğru önlem. Sağlığınızı ve ağzınızın tadını korumaya yönelik bazı öneriler:
- En yaygın GDO’lu ürünleri bilin. Soya fasulyesi, mısır, kolza tohumu (kanola yağı), şeker kamışı, pirinç, pamuk ve süt ürünleri gibi ürünler GDO kullanılarak tarım ve böcek ilaçlarına karşı daha dayanıklı hale getiriliyor.
- Organik Ürün sertifikaları ve standartları hakkında bilgi sahibi olun. Organik adı altında üretilen ürünlerin GDO’lu bileşen içerip içermediği konusunda emin olamazsınız. Birçok ülkede GDO’lu ürünlerle beslenen hayvanlardan elde edilen gıdaların % 100 organik adı altında satılmasına izin veriliyor. Bu durum organik olduğunu iddia eden yumurtalar için de geçerlidir. Tavukların serbest halde ve doğal ortamda yetiştirildiği uyarısına sahip olsa bile..
- Sadece otlaklarda beslenmiş dana eti tüketin. Birçok ülkede hayvanlar bahar ve yaz dönemi dışında suni yemle beslenmektedir. Aynı durum koyun gibi diğer eti yenilebilir hayvanlar için de geçerli.
- GDO’lu ve GDO’suz diye etiketlenen ürünlerin etiketlerini inceleyin. GDO’suz üretim yapan şirketleri ve üretim koşullarını araştırın. İddialarını doğrulayın.
- Yerel üreticileri ve satıcıları destekleyin. GDO’lu ürünlerin yarısından çoğu Amerika’da üretilmekte ve bu ürünlerin çoğu büyük endüstriyel çiftlik ve fabrikalardan gelmektedir. Köylü pazarları bu konuda en güvenilir yerlerdir. Yerel üreticinin teşviki ile sebze, meyve ve bitkilerin yanı sıra tahıl ve et ürünleri de doğrudan müşteriye ulaşabilmektedir. Yerel üretici ile birebir diyalog kurma fırsatı güven ilişkisini güçlendirir.
- Plastik ambalajlardaki hazır ve işleme tabii tutulmuş yiyecekler yerine kendi pişirdiğiniz, malzemesinden emin olduğunuz temiz gıdalar tüketin. Bulamazsanız yemeyin.
- Kendi ürününüzü yetiştirin.
Çeviren: FEYZA ŞAHİN