Derleyen: Sümeyra Merve Kılınç (sadehayat.com)
Çok değil, 2 yıl kadar önce Agave Şurubu sektöre hızlı bir giriş yaptı. Tam da rafine şekerlerin, mısır şuruplarının zararları iyice anlaşılmış, piyasa “doğallık iddia eden” ürünlere hazır hale gelmişti. Böyle bir zamanda Agave Şurubu doğal gıda tüketmek isteyen insanların mutfaklarına girmeye başladı. Çok geçmeden anlaşıldı ki Agave Şurubu zannedildiği gibi masul değil.
Agave Nedir?
Agave, Meksika’da yetişen, kaktüsü andıran egzotik bir tür çöl bitkisidir. Türüne göre yaprakları yeşilden maviye uzanan renklerde olabilir. Yaklaşık 50 türü vardır. Agave Şurubu ise Blue Agave’den üretilmektedir.
Agave bitkisi hakkında birçok “tıbbi araştırma” yapıldığı ve bitkinin mucizevi faydaları olduğu söylenmektedir. Tabii bu agave ile gıda olarak bize sunulan agave acaba aynı mı? Birçoğumuz Agave şurubunun agave bitkisinden sofralarımıza ulaştığını düşünüyoruz. Hâlbuki bu şurup, laboratuvar ortamında, kimyasal işlemler uygulanarak elde ediliyor. Bu işlemler üretici firmadan firmaya değişiyor. En çok tüketilen, doğal vurgusu ön plana çıkarılan markalarda GDO’lu enzimler ve yoğun kimyasal maddeler kullanılıyor. Kostik asit, filtre edici ve berraklaştırıcı kimyasallar bunlardan bazıları. Piyasada bulunan Agave şuruplarında %80 oranında sentetik fruktoz bulunuyor.
Yapılan analizlerle Agave şurubunun, yüksek fruktoz içerikli Mısır şurubundan %55 (kimilerine göre %90) daha yoğun olduğu tespit edildi.
Peki Fruktoz Nedir?
Dünyadaki her canlı enerji üretimi için glikoz kullanır. Glikozun %80’i herhangi bir ön işleme tabii tutulmadan hücrelerde enerji olarak kullanılabilirken, fruktoz ise karaciğer tarafından metabolize edilir.
Fruktoz aslında meyvelerde bulunan doğal bir tatlandırıcıdır. Doğal fruktoz beraberinde faydalı lifleri, enzimleri, vitaminleri, antioksidanları getirirken sentetik fruktoz tamamen faydasız, hatta zararlıdır. Sentetik fruktozlar (tüm hazır yiyecek ve içeceklerde tatlandırıcı olarak bulunur) karaciğer tarafından tanınmaz. Bu yabancı madde gerektiği gibi metabolize edilemediği için karaciğere hasar verir ve karaciğer tarafından toksin olarak depolanmak üzere yağa dönüştürülür. Bu da kalp damar hastalıklarına, karaciğer hastalıklarına, obeziteye ve beraberinde pek çok hastalığa yol açar.
Agave Şurubu kullanımını destekleyen uzmanlar fruktoz kan şekerini yükseltmediğini, bu nedenle diyabetliler için ideal olduğunu savunuyorlar. Ancak yüksek miktar işlenmiş fruktoz insülin direncini arttırıyor. Asıl tehlikeli olan da bu, insülin direnci karaciğer hasarlarına yol açabilecek kadar ciddi bir durum.
Agave Şurubunun Zararları (Sentetik Tatlandırıcı içeren ürünler için de geçerlidir):
• Bağımlılık yapar. Tat algınızı bozarak, daha fazla şeker ihtiyaç duymanıza yol açar.
• Sentetik fruktoz alkole çok benzer ve insan vücudunda alkolün yol açtığı hastalıkları oluşturur. Örneğin Alkolik Olmayan Karaciğer Hastalığı fruktoz sonucudur.
• Karaciğer hasarlarına yol açar.
• Obeziteye yol açar.
• Kalp- damar hastalıklarını tetikler.
• İnsülin direncini yükseltir.
• İçinde bulunan sentetik enzimler, kimyasallar tehlikelidir.
İnsan, her geçen gün, sağlığıyla nasıl alay edildiğini şaşkınlıkla izliyor. Peki neye güveneceğiz, ne kullanacağız? Bu soruya Aidin Salih hocamızın çok güzel bir cevabı vardı: “Sünnetlere döneceksiniz.” Çoğumuz Peygamber Efendimiz (sav) zamanında yaşanan maddi eksikliğin mahrumiyet olduğunu düşünüyoruz. “Ama onların zamanında fakirlik vardı, yokluk vardı” diyoruz. Hâlbuki O (sav) kâinatın Efendisiydi ve tüm âlem onun için yaratıldı. Allah Cenabı Hak şüphesiz O’na dünya hayatının en hayırlı nimetlerini nasip etti. Bu nedenle asrı saadette neyi, nasıl kullanıldıysa bizlerin de o hayatı öğrenip yaşayabilmesi gerekiyor. Aksi halde her zaman büyük hatalar yapabiliriz.
Fırsatınız varken anneanneleriniz, babaanneleriniz, büyüklerinizden sade ve sünnetlere uygun yaşam ipuçlarını öğrenin. Emin olun, sizden sonraki nesillerin bu bilgilere çok daha fazla ihtiyacı olacak.
