Çeviri: Kevser Yılmazer (sadehayat.com)
Yeni yapılan araştırmalar göğüs kanseri dokularını ve içeriklerinde bulunan kimyasalları inceliyor. Sonuçlara göre göğüs kanseri riskini arttıran en tehlikeli maddelerden biri parabenler. Bu madde en çok terlemeyi önleyici deodorantlarda ve diğer kozmetiklerde bulunuyor.
Göğüs Kanserinde Patalojik Bulgular Kanıtlıyor: Tümör içeriği Parabenler!
Yapılan araştırmada, 40 mastektomiden (göğüsün alınması) toplanan 160 doku örneğinin % 99’unda bir veya daha fazla parabene rastlandı.
Parabenlerin en önemli kaynağı ter önleyiciler. Ancak araştırmacılar parabenlerin daha birçok kozmetik üründe de bulunduğunu belirtiyor. Örneğin kişisel bakım ürünlerinde, kozmetiklerde ve ilaçlarda bulunuyor.
Parabenler Güvenli Olamaz!
Bu kadar yaygın kullanılan parabenlerin zararları hakkında yeni araştırmaların henüz yapılıyor olması insanı dehşete düşürüyor. Pek çok kimyasal madde hakkında yeterli sayıda toksikolojik araştırma yapılmadığı bir gerçek. Bazı kimyasalların güvenilirliği ile ilgili 1956 yılında yapılan araştırmalar geçerli sayılıyor. Bu durum çok ironik.
Üstelik tüm toksikoloji araştırmaları ağız yoluyla kimyasala maruz kalma üzerinden yapılıyor. Bu da kimyasallara her gün belki de her saat deri ve solunum yoluyla maruz kalmanın ne gibi sonuçlar doğuracağını açıklamıyor.
2011’de yapılan bir çalışma metilparabenin hücre döngüsünü arttırdığını ve insan meme hücrelerini hücre yitimine karşı daha dirençli hale getirdiğini ortaya çıkardı. (Bu da vücutta yeterli miktarda hücre yıkımı olamazsa tümör oluşumu için ortam hazır anlamına geliyor). Harvey ve Everett’in 2007 yılında yaptığı diğer bir çalışmada ise propilparaben ve butilparabenin DNA hasarına sebep olduğu bulunmuştur.
Bir de Alüminyum var!
Aktif bileşen alüminyum ile deodorantlar ve ter önleyiciler koltuk altındaki ter gözeneklerini tıkar. Koltuk altı bölgesi vücudun en önemli detoks merkezidir. Terleme yoluyla vücuttan ağır toksinler atılır. Bu da hayati organların korunmasını sağlar.
Deodorant ve ter önleyicilerle vücudunuzun en önemli detoks yollarından birini bloke ediyorsunuz.
Parabenler gibi alüminyum tuzları da vücutta östrojeni taklit ederler. Östrojen fazlalığının göğüs kanseri için büyük bir risk faktörü. Ayrıca deri üzerine sürülen kimyasallar vücut tarafından emilir ve biriktirilir. Bu da kanser hücresi oluşumunu tetikler.
Araştırmalara göre terlemeyi önleyicilerin koltukaltına bir defa uygulanması % 0.12 alüminyumun emilmesi demek. Bu ürünlerin vücuda günde bir veya daha fazla uygulanması durumunda ise alüminyum birikintileri civadan daha zehirli oluyor. Aşılardan sonra bu zehirli metalin en yoğun bulunduğu ürünler terleme önleyicilerdir.
Organik, ne kadar Organik?
Piyasada alüminyum ve kimyasal içermediğini iddia eden pek çok deodorant var bugün. Ne yazık ki bunların birçoğu güvenilir değil. Kristal deodorant taşları alüminyum yerine sıklıkla tercih edilen doğal bir deodorant alternatifi olarak görülüyor. Ancak bu ürünlerde alüminyumun değişik bir bileşeni olan potasyum alum veya potasyum alüminyum sülfat olarak bilinen kimyasallar bulunmakta.
Potasyum alum ya da amonyum derinin ememeyeceği kadar büyük moleküllerde mineral tuzlarıdır. (Ve bugün minerallerin çoğunun nanoteknoloji ile üretildiğini düşünecek olursanız pek güvenli bir seçenek olmayacaktır) Derinin üzerinde koku yapıcı bakterilerin gelişimini engelleyen bir tabaka oluştururlar. Bu haliyle terlemeyi önleyicilere karşı bir alternatif olsalar da tamamen alüminyumsuz değiller. Ayrıca birçoğu paraben ihtiva ediyor.
Deodorant yerine doğal kaya tuzunu su ile ıslatıp terleyen bölgelere uygulayabilirsiniz. Tuz terlemeyi engellemez, ter kokusunu nötüralize eder.
